Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Mutluluk Basittir, Karmaşık Olmaya Gelmez

Mutluluk aramakla bulunacak bir şey değildir; onu inşa etmek gerekir.

Doğan Cüceloğlu

Eski çağlardan itibaren mutluluk, insanların ve araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. Öyle ki pozitif psikoloji tanımlanırken mutluluğun bilimi olarak ele alınmış ve öncelikli odak noktası mutluluğun anlaşılması olmuştur. Kişinin yaşamında mutluluk nihai hedef olarak görülür. Yani hepimizin varoluşsal sürecidir mutluluk ve mutlu olma isteği doğamızın bir parçasıdır. Aristoteles’e göre “mutluluk o kadar önemlidir ki, diğer tüm dünyevi mülahazaların ötesine geçer”. Dolayısıyla mutluluk yeme, içme ve güvenlik ihtiyacı gibi temel bir ihtiyaç olarak düşünülebilir.

Mutluluk, içten gelir ve bulaşıcıdır. Dışsal faktörlere bağlı olduğunda kısa ömürlüdür. Öyle ki bazen kırılgandır ve başkalarına bağlı bir hal alır, bazen de aşırı bu duyguyu yaşamaya çalışmak veya yaşamak mutsuzluk anlamını taşıyabilir. Bu nedenle mutlu olmak bir beceridir, geliştirilmesi gerekir.  Elbette ki mutluluk pozitif ruh sağlığın ve yaşam kalitesinin en önemli göstergelerinden biridir. Aslında mutluluk sadece bireysel bir yaşantı değildir aynı zamanda toplumsal refah ile de yakından ilişkilidir. Mutlu insan mutlu toplum anlamı taşır.

Modern dünya para kazanmak, mülk edinmek gibi şeylerin mutluluğu yakalamanın temel şartları olduğunu bize fısıldamaktadır. Fakat mutluluk modern dünyanın günlük yaşamda bize dayattığı madde ve maddiyata dayalı mutluluk anlayışından farklı bir yaşantı biçimidir. Yani, anlık zevk ve neşe arayışı için yaşamda anlam ve amaç gibi değerleri harcamak zorunda kalıyoruz. Dolayısı ile gerçek mutluluk ile görünen mutluluk arasında ayrım yapmayı öğrenmemiz ve bizim için önemli olan yaşamda anlam, erdem ve kendimizi gerçekleştirme gibi üstün değerlere odaklanmamızın zamanı gelmiştir.

“Mutluluk nasıl arttırılabilir?” sorusu sıklıkla tartışılan ve araştırılan konulardan biridir. Bu konuda ortak bir değerden bahsetmek güç olsa da bazı yaşantıların mutluluğu arttırdığı söylenebilir. Örneğin, sevinç, minnettarlık gibi duyguları yaşamak hayattan daha fazla zevk almamıza yardım edecektir. Diğer bir ifadeyle olumlu duygusal yaşantılar, eylemlerimize yansır. Kişinin bu anlık düşünce ve eylemlerindeki değişim, olumlu sosyal ilişkiler, üretken okul ve iş yaşantısı gibi olumlu çıktıları destekler.

Diğer önemli faktörlerden biride kişinin yaşamında bir akışın olmasıdır. Akış, kişinin ehli olduğu iş veya aktivitelere kendini vermesi anlamına gelir. Bu durum kişinin iş, sosyal yaşam, okul yaşantıları gibi birçok yaşam alanına olumlu yansır. Ayrıca aile, okul ve toplum gibi psikososyal yapılarla anlamlı bağların olması da mutluluk üzerinde etkili faktörler içerisindedir. Bu şekilde kişi kendisini bir bütünün anlamlı bir parçası olarak görür ve aidiyet duygusu gelişir. Örneğin, yaşamda bir amaca ve anlam sahibi olma kişinin sosyal katılımını artırır ve daha üretken mutlu olmasını sağlar. İnsanlara karşı yardım sever olmak, teşekkür etmek, asansöre binerken günaydın demek ve daha birçok basit şey yaşamınızı daha anlamlı hale getirir ve bizi daha mutlu kılar.

Yorum Yap

Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy