İyimserlik öğrenilebilir mi? Sanırım bu soruyu yıllar önce Martin Seligman’da sordu ve olumlu bir bakış açısının öğrenilebileceğini fark etti. İyimserlik için verilen klasik bir önek vardır. Bardağın dolu tarafımı yoksa boş tarafımı yaşamınızda daha baskın. Bu soru iyimser bakış açısını irdelemek amacıyla genellikle sorulur. Öyleyse bu soruyu bizde sorarak başlayalım. Yaşamınızı bir bütün olarak değerlendirdiğinizde siz bardağın hangi kısmını daha çok görüyorsunuz?
Öğrenilmiş iyimserlik, daha olumlu davranışlar geliştirmek için karamsar düşünceleri tanıma ve bunlara meydan okuma sürecidir. Psikolojideki bu kavram, insanların zorlu durumları yönetmenin ve genel refahlarını iyileştirmenin yeni yollarını bulmalarına yardımcı olmayı amaçlar. “Öğrenilmiş iyimserlik” terimi, Seligman tarafından ortaya atılmıştır. Seligman “öğrenilmiş iyimserlik” ifadesini, birinin olumsuz koşulları değiştiremediğini hissettiği bir düşünce kalıbı olan “öğrenilmiş çaresizlik” ile karşılaştırmak için kullanır. Kazanılmış başarısızlık veya öğrenilmiş çaresizlik sendromu, kişinin başaramadığı bir durum karşısında, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inanç ile gelen bir ruh hâlidir. Örneğin sürekli bir derste kötü not alan bir öğrenci artık o dersi yapamayacağına inanır. Kişi böylece başarma motivasyonunu kaybeder ve geliştirmiş olduğu başarısızı olacağı inanacı onu etkisi altına alır.
Öğrenilmiş iyimserlik ise biz şunu söyler; durumunuzu her zaman değiştiremeseniz de ona nasıl tepki verdiğinizi değiştirebilirsiniz. Dolayısıyla dünyayı olumlu bir bakış açısıyla görme yeteneğini geliştirenler, daha iyi sağlık, daha düşük stres seviyeleri, artan kariyer başarısı ve hatta daha uzun bir yaşam süresi dahil olmak üzere önemli faydalar elde edebilirler.
İyimserlik ve Kötümserlik
Kötümser insanlar stresle uğraşırken kaçan veya kaçınan davranışlara yönelirler; gelecekle ilgili şüphelerinin onları denemekten caydırmasına da izin verebilirler. Bunun aksine iyimser insanlar ise aktif olarak iyilik hallerini artıracak şeylerin peşinden koşar ve yaşamlarındaki stresi en aza indirmeye çalışırlar. Bu nedenle gelecekten daha umutludur iyimser insanlar. İyimserler ve kötümserler, farklı pencerelerden yaşamdaki olaylara bakar. Yani bu kişiler yaşamlarında meydana gelen olayları nasıl açıkladıkları konusunda farklılık gösterme eğilimindedir.
İyimser insanlar karşılaşmış oldukları zorlukların geçiciliğine odaklanır ve zor zamanları geçici olarak görme eğilimindedir. Bu nedenle, başarısızlık veya aksiliklerden sonra daha iyi toparlanır ve normal yaşamlarına geri dönerler. Kötümserlerin olumsuz olayları kalıcı ve değiştirilemez görme olasılığı daha fazladır. Bu nedenle, işler zorlaştığında pes etme olasılıkları daha yüksektir.
İşler yolunda gitmediğinde, iyimserler kendilerini daha az suçlar ve dışsal faktörlerin farkınadır. Bunun aksine kötümserler ise hayatlarındaki talihsiz olaylar için kendilerini suçlama olasılıkları daha yüksektir. Aynı zamanda, iyimserler iyi olayları kendi çabalarının bir sonucu olarak görme eğilimindeyken, kötümserler iyi sonuçları dış etkilere bağlar.
Son olarak iyimserler bir alanda başarısızlık yaşadıklarında, bunun diğer alanlardaki yetenekleriyle ilgili inançlarını etkilemesine izin vermezler. Ancak kötümserler, aksilikleri daha yaygın olarak görürler. Başka bir deyişle, bir şeyde başarısız olurlarsa, her şeyde başarısız olacaklarına inanırlar. Bu başarısızdık onların yaşamlarının birçok alanını etkiler.
İyimser misiniz Kötümser misiniz?
Bu sorunun cevabını merak edenler için farklı ölçme araçları mevcut. Bu ölçeklerde yer alan maddeleri sizlerde cevaplayarak iyimserlik veya kötümserlik düzeyiniz hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Banim son zamanlarda geliştirmiş olduğum İyimserlik ve Kötümserlik Ölçeği size fikir verecektir. Ölçek maddelerine vermiş olduğunuz cevapları toplayarak iyimserlik ve kötümserlik puanınızı elde edebilirsiniz. Ölçeğe ölçme araçları kısmından erişebilirsiniz.
İyimserliğinizi Nasıl Arttırabilirsiniz?
İyimserliği öğrenmek ve geliştirmek pratik gerektiren bir beceridir. Öğrenilmiş iyimserlik süreci, olayların nedenleri hakkında nasıl düşündüğünüzü değiştirmeyi içerir. Öğrenilmiş iyimserliği uygularken, düşüncelerinizi yeniden eğitmeniz biraz zaman alabilir. Bu nedenle yaşamınızda küçük adımlarla da olsa basit uygulamalar yaparak sizlerde iyimserliği geliştirebilirsiniz. Örneğin elinize kağıt kalem alıp öncelikle yaşadığınız olayı yazmak ve arkasından aklınızdan ne tür düşünceler geçtiğine odaklanın. Bu olayı veya sıkıntıyı düşündüğünüzde aklınızdan geçen düşünce türlerini not edin. Olabildiğince dürüst olun ve duygularınızı düzenlemeye çalışmayın. Peki bu düşünceler aklınızdan geçerken sizler ne yaptınız veya neler hissettiniz? Bu tür düşünceler olumlu eylemlerle mi sonuçlandı, yoksa sizi hedeflerinize ulaşmaktan alıkoydu mu? Bu düşüncelerinize meydan okuyun. Farklı olaylarla bu düşünceleri yeniden ele alın. Şimdi inançlarınıza meydan okuduğunuzu nasıl hissettiğinizi düşünün. Önceki inançlarınıza itiraz etmek size nasıl hissettirdi? Hedefinize ulaşmak için çok çalıştığınız zamanları düşündükten sonra, kendinizi daha enerjik ve motive hissedebilirsiniz. Artık, daha önce inandığınız kadar umutsuz olmadığını gördüğünüze göre, hedefleriniz üzerinde çalışmaya devam etmek için daha fazla ilham alabilirsiniz.
Yararlanılan ve Önerilen Kaynaklar
Cherry, K. (2021). Using Learned Optimism in Your Life. https://www.verywellmind.com/learned-optimism-4174101
Seligman, M. (2011). Learned Optimism: How to Change Your Mind and Your Life. New York: Random House.