Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Affetme: Özgürlüğün psikolojisi

Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla”

Sosyal bir varlık olarak insanın yaşama anlam katma yollarından biri de diğer insanlar ile etkileşime girmesidir. Bazen diğer insanlarında hayatı bizim gördüğümüz gibi algıladıkları düşüncesine kapılabiliriz veya öyle davranırız.  Ancak dünyadaki her insan için dünya farklıdır ve farklı görür olayları. Bu farklılıklar bazen ilişkilerimizde bize zarar verir ve yaşadığımız bu durumlar canımızı acıtır, öfkelendirir ve hatta intikam duygularına bile neden olabilir.

Kızgınlık ve öfkemizi serbest bırakmanın bir yoludur affetme. Affetme kişinin bu olumsuz duygulardan arınma ve bu duygular yerine daha olumlu duygular için atmış olduğu ilk adımdır. Affetmek barışmak anlamını taşımaz, çok öfkelendiğiniz bir arkadaşınızın hatasını affetmek onunla yeniden bir araya gelip eski ilişkinize döneceğinizi göstermez. Affetmenizden dolayı karşı kişiniz size minnettar olması da gerekmez. Affetme eylemi kişinin karşı için değil kendi ruh sağlığı için göstermiş olduğu bir eylemdir. Affetme mazeretlere sığınmadan ve kendimizi haklı çıkarma çabasının ötesine geçerek hareket etmek anlamını taşır. Bu nedenle affetme bilinçli bir eylemdir ve bir tercihtir.

Peki kişi sadece başkalarına karşı mı affetme davranışını gösterir?

Genel olarak affetme kişinin kendisini, başkasını ve bir durumu affetmesi olarak ele alınmıştır. Bazen kendimizi sorumlu tutarız yaşamda karşılaştıklarımıza dair. Bu tür durumlarda kendimize dönüp odaklanmak, kendimize yönelik geliştirdiğimiz olumsuz duygu ve düşüncelerden sıyrılmak anlamına gelir kendimizi affetme. Başkalarını affetme ise neredeyse herkesin sıklıkla yaşamında yer verdiği bir durumdur.  Bazen de insan kendine ve başkalarına yönelttiği duyguların ötesinde deprem, sel gibi doğal afetler veya ölüm gibi yaşantılara ilişkin affetmeye gereksinim duyabilir. Psikoloji bilimi bize affetmenin affeden kişi için birçok açıdan yararlı olduğunu söylüyor. Affetmenin depresyon, öfke, kaygı gibi duyguları azalttığı gibi mutluluk, iyimserlik gibi olumlu duyguları da arttırdığı görülmektedir.  İnsanları duygusal olarak bir adaletsizliğe veya travmaya sokmak yerine ileriye doğru iter ve psikolojik gelişimini destekler.

Her şeyi affetmek mümkün mü?

Bu soruya cevap vermek aslında oldukça güç. Ancak birçok durumun affedilebilir olduğu söylenebilir. Herkesin başka birini affedip affetmeyeceğine karar verme hakkı vardır. Affetmek kişisel bir seçimdir. Örneğin, çocuğunu öldürmek gibi korkunç suçları işleyen kişileri affeden birçok insan örneği vardır. Affetme ilişkilerde bazen yeniden başlamak anlamına da gelebilir. Örneğin, eşi tarafından aldatılmayı düşünürsek, bu ilişkide affetme son derece kişisel bir karardır. Çünkü burada kişinin affetmesi eşinin o andan itibaren tamamen şeffaf ve dürüst olması, ilişkiye olan güveni yeniden inşa etmesi anlamına gelir. Bu nedenle affetmek ile uzlaşmak, barışmak gibi kavramlar karıştırılmamalıdır. Eşinizi affedebilirsiniz ama bu ilişkinizin devam edeceği anlamına gelmez.

Sonuç olarak, affetme davranışı sizin kişisel olarak verebileceğiniz bir karardır. Bu bilinçli eylem sizin affettiğiniz kişi ile uzlaşacağınız veya barışacağınız anlamına gelmez. Ayrıca affetme sadece başkalarına karşı yaşanılan bir durum değildir. Kendinizi veya yaşadığınız bir durumu affetmeme eğilimi gösterebilirsiniz. Benim gözlemlerim insanların diğer insanları affetmekten çok kendilerini affetmede daha fazla zorluk yaşadıkları yönünde. “Peki neden kendimizi affetmek bu kadar zor?“ sorusu ise karşımıza çıkan ve ileride üzerinde duracağımız başka bir yazı sanırım.

Bir sonraki pozitif psikoloji yazımızda görüşmek üzere.

Yorum Yap

Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy